Alevler yürek yakıcı!

Ormanlardan alevler yükseliyor…

Yalnızca alevler mi?

Yükselen çığlıklar alevlere karışıyor, birlikte yol alıyor.

Kuşlar, kaplumbağalar, tavşanlar, tilkiler, kurtlar, ayılar ve niceleri.

Yaralananlar, yananlar.

Çaresizliği yaşayan bilirmiş. Kanatlı ve kanatsız canlar ne yapacağını bilemez halde, bir o yana, bir bu yana kaçışta.

Felaketin boyutu gün ağarınca ortaya çıkıyor.

Alevler cehenneminden çıkamayan canların cansız bedenine adım başı rastlamak mümkün.

Topluma mal olan Yaren leylek de yangını hissedenlerden.

Neyse ki şanslı.

Yuvasında aniden ayağa kalkıyor daha sonra sakinleşiyor. Kameralara yansıyan görüntülere telaşlı hali yansıyor.

Bursa’nın Kestel ve Gürsu ilçelerinin ardından Orhaneli ve Harmancık ilçeleri de felaketin bir dozer gibi üzerinden geçtiği kesimler.

Alevler sadece doğayı değil, içinde yaşayan binlerce canlıyı yok ediyor.

Son olarak İzmir, Bilecik, Bursa ve Çanakkale’de büyük çapta olmak üzere yurdun dört bir yanında çıkan orman yangınları için vatandaşa da önemli görevler düşüyor.

Özellikle piknik sonrası ateşin tamamen söndürüldüğünden emin olunması ve anız yakılmaması, yangınların önlenmesinde kritik önem taşıyor.

Uzmanlar, ormanlık alanlarda ve çevresinde ateş yakılmaması, cam şişe veya yanıcı madde bırakılmaması gerektiğini hatırlatıyor.

YARALI HAYVANLA KARŞILAŞIRSANIZ

Bu arada Tarım Bakanlığı yaralı bir hayvanla karşılaşılması halinde yapılacaklara ilişkin sosyal medyada paylaşımda bulundu, paylaşımda şu bilgiler yer aldı:

“Kendi güvenliğinizi sağlayın, yangın ve diğer tehlikelere karşı dikkatli olun. Hayvanı kıyafet ve battaniye gibi koruyucu örtüyle sarın ve bölgeden uzaklaştırın, ılık ortamda tutun, ani ısı kaybını önleyin. Hareketini kısıtlayın, kutu, kafes gibi güvenli alana yerleştirin. Sadece yanık kısmı yıkayın, steril nemli bezle sarın. Krem sürmeyin, soğuk ortama almayın. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü veya en yakın veterinere haber verin.”

Vatandaşların şüpheli bir duman ya da yangın gördüğünde yapacakları ilk iş vakit kaybetmeden 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aramak.

Yüksek sıcaklık, düşük nem ve rüzgarın etkisiyle küçücük bir kıvılcım bile kısa sürede büyük felaketlere dönüşebiliyor.

Yangınlara müdahaleye gelince ülke genelinde maalesef iyi bir sınav veremedik. Vatandaşların ve belediyelerin cansiparene çalışmasına karşın devletin yetersizliği, acemiliği vardı. Özellikle yangın söndürme uçağı yetersizliği başta Bursa her yörede gözlendi.

Bu arada Bursa Büyükşehir Belediyesine teşekkür etmek lazım. 100 köye dağıttığı traktör arkası tankerler yangına müdahalede öncü kuvvet oluşturdu.

Bursa uzun yıllardır böyle bir yangın felaketi yaşamadı.

Gürsu’daki yangının söndürülmesi sonucu hayatını kaybeden Kazım Bayrak, Mehmet Şimşek ve Ahmet Demirel’i saygıyla anıyoruz.

Orman yangınlarında insan hatası en büyük pay sahibi…

Yazımızı Mevlana’nın bir sözü ile noktalayalım:

‘’ Bir yerde cehalet ve cahil çoksa orada şeytana gerek yok…’’

Dileriz böylesine felaketler son olur ve bir daha yaşanmaz!