Peker, kitabını Çanakkale’de şehit düşen Halil Şevki dedesine, Çanakkale’de gazi olan Halil İbrahim dedesine, Sarıkamış’ta şehit olan Osman dedesine, Büyük Taarruz’da Afyon-Bolvadin cephesinde görev yaparak İstiklal Madalyası kazanan Ahmet Çavuş (Peker) dedesine ve Musul-Kerkük hattında Yarbay Özdemir komutasında çarpışan akrabası İsa Cankul’a adadığını açıkladı.
“Biraz uzun oldu ama bu Cumhuriyet kolay kurulmadı” diyen Peker, kitabında Osmanlı’nın son döneminde büyük bir etki yaratan Teşkilat-ı Mahsusa ve Kafkas İslam Ordusu’nun mücadelesine de geniş yer verdi.
Peker, Teşkilat-ı Mahsusa’yı en iyi tanımlayan ifadenin “Yeni Bir Cihan İmparatorluğu Kurma Mücadelesi” olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“İttihat ve Terakki, Osmanlı’nın mevcut sınırlar içinde ayakta kalamayacağını gördü. Amaç; İran ve Gürcistan dahil Kırım, Kafkasya, Ural ve Türkistan’daki Türkleri bir konfederasyon altında toplamaktı. Ancak bu noktada en büyük engeli müttefikleri olan Almanlar çıkardı.”
Osmanlı’nın Kafkasya’daki mücadelesinde kritik bir rol oynayan Kafkas İslam Ordusu’na dikkat çeken Peker, dedesi Ahmet Peker’in de bu orduda yer aldığını hatırlattı. Ordunun Bakü’yü İngiliz ve Ermeni birliklerinden kurtardığında Nuri Paşa’nın, abisi Enver Paşa’ya şu tarihi telgrafı gönderdiği biliniyor:
“Buradaki neft (petrol), Osmanlı’nın tüm borçlarını öder.”
Peker, kitabıyla hem aile büyüklerinin fedakârlıklarını ölümsüzleştirmeyi hem de Cumhuriyet’in hangi bedellerle kurulduğunu genç nesillere aktarmayı amaçlıyor.
